keyif ve Istanbul
Salı
Plansız yaşanmış günün renkleri
"Kahvaltı ?" soran sms ile başladı gün.
Kardeş , pek bir hamarat hallerinde.
Krep yapılmış, otlu ve peynirli quiche fırında .
Domatesin kırmızısı ile tazesinden biber sosunun cazibesi yarışır.
Katıksız ve safından buz gibi elma suyu ile Ajda'da çay yan yana.
Manzara dehşet ... Eski Istanbul'dan Adalar'a, oradan Üsküdar'a ve ötesi .
Haftalık haberlerin, aileden dedikoduların özeti yapılır önce.
Geleceğe yönelik planlar, projeler ve hatta mimari çizimler kağıda dökülür sırasıyla.
Mimari çizim aşamasında kahvaltıya katılan mimara kadar, herşey güllük gülistanlık .
Hayallerimizi iki paralık eden mimarın işte ta kendisi !
Hayaller yıkılmış ; yerini tutacak çok renklilik lazım şimdi ruha .
Balat, arka sokakları ve sokak araları .
Estetiğe bürünmüş ya da renk renk çamaşır gerilmiş envayi çeşit cumbalar. Kadınların kapı önü sohbetleri . Aynalı gözlükleri ile caka satan mahalleli . Yol sorduğunuz bitirim ufaklığın , sizi "Ciao" ile uğurlaması . Hala tezgahta satılık merdaneli Arçelik .
Uçak bileti ve Schengen vizesi gerektirmeyen bambaşka bir dünya , hemen yanıbaşımızda. Başımızı kaldırıp daha sık baksak keşke .
Istanbul bu !
Sadece bir kaç dakika içinde , kara çarşaflar ve sakallı cübbelere bürünmüş Çarşamba'da buluverirsiniz kendinizi - yolunuzu kaybetmişseniz eğer. Ya da Cihangir'in entel dantel havasına adapte olursunuz , doğru yoldan gidenler .
Önce Susam Cafe'de bir keyif kahvesi , sonrasında Miss Pizza'da doyumluk bir güzellik .
Kırmızı pötikarenin vazgeçilmez rahatlığına bürünmüş ufakça bir mekan . Loş . Dışarıda bir iki masa , ancak her uğrakta genişleyen gezinti grubumuzu sığdıracak ebatlarda hiç değil .
Çizme'nin salam ve peynir çeşitlerinin en ala örneklerinden ortaya büyükçe bir tabak önce . Pizza hamurundan kıtır ekmeği, cömert roka demeti ve biberlisinden zeytinyağı eşliğinde pek tabii.
Pizza için seçenekler uzun bir liste . Biz , bir Bresaola'lıyı ve de bir Pesto'luyu paylaştık hatta doyduk ve eve bile sakladık .
Gerçi tatlıya kalmadık ve kahve almadık ancak turistik lezzetleri düşününce, fiyatlar yine de çok makul, pek beğendik (~20 ytl/kişi).
Günü , hangi otantik bölgede mi noktaladık ? Dedim ya, Istanbul bu . En son Ikea'da kahve içiyorduk , alışveriş sepetimizde dizi dizi ahşap askı ve renk renk mumlar da bize arkadaş .
Eylül 2006
0 yorumlar:
Yorum Gönder
<< anasayfa